MALZEME VE MEKANDA ANLAM İLİŞKİSİ
İç mekan tasarım sürecinde malzemenin belirlenmesi, ilk tasarım fikirleri ile eş zamanlı başlar.
T-COD Mimarlık olarak, tasarımcının bu aşamada bilgi birikimi, deneyimi, malzeme çeşitliliğine
egemen olabilmesi, total mekanın görsel ve işlevsel uyumunu sağlayabilmek için son derece
önemli olduğu düşüncesindeyiz. Malzeme, davranış özellikleri, uygulama biçimleri, olanakları,
kısıtları ve fiziksel çevre kontrol sistemleriyle uyumlu çalışması gibi pek çok teknik başlıkla
değerlendirilebileceği gibi, iç mekan atmosferini belirleme anlamında da büyük önem taşımaktadır.
Mekanda Anlam Arayışları, Malzeme – Anlam İlişkisi
Mekanı anlamlandıran unsurlardan yola çıkacak olursak, Heidegger’in bakışıyla devam edebiliriz.
Ona göre mekan değerlendirmesi, beden, duyu, duygular ve içgüdüler yoluyla yapılabilir. Öyleyse
mekan, duyularla deneyimlenen, hissedilen bir yerdir denebilir. T-COD Mimarlık, mekanı deneyimleme,
hissetme noktasında, insanı kuşatan yüzey ve donatıların malzeme niteliğini önemli bir kriter olarak
belirlediği görüşü üzerinde durmaktadır. Yapının istenilen yere ulaşması için sahip olması gereken
özellikler; konum, büyüklük, malzeme, biçim, düzenleme kriterleri ile belirlenmiştir. Görüldüğü gibi,
yapıda kullanılacak malzemenin seçimi, bu kriterlerden biri olarak ortaya çıkmaktadır.
Malzemenin sahip olduğu niteliğin anlamsal karşılığını ya da mekanda kullanıcıya verdiği doğrudan
mesajı açıklamak, göstergebilimsel bir yaklaşımla mümkündür. Bu yaklaşımda, mekan atmosferinin
şekillenmesinde kullanılan malzeme ve nesneler, birer simge olarak tanımlanır. Malzeme, yapının bir
parçası ya da bu bütünleşik yapıyı oluşturan bir bileşen olarak, yapının anlamı ve kullanıcıya aktaracağı
mesajın oluşmasında, önemli rol üstlenmektedir. Postmodern kuramcı Baudrillard’a göre; ‘’Malzemeler
nitelik anlamında birbirlerinden ayrışır ancak, bütünleşik bir sistemin parçaları olarak kültürel simgelerdir…’’
Baudrillard, bu savını doğal bir malzeme olarak ahşap üzerinden yaptığı irdeleme ile ortaya koyar. Ahşabın
doğallığından ve zamanı liflerinde yaşattığından söz eder. Ahşap mekan içinde yaşamını sürdürür, çalışır.
Onun deyişiyle zamanı tutan, hapseden ahşap, kullanıcısına da zamana hakim olma hissini aktarır.
T-COD Mimarlığa göre ahşap; ‘’Kokusuyla, mekana kattığı sıcaklığıyla ve değişken dokusu ile bir yaşam
alanı olarak, doğal çevredeki var oluşunu, mekan içinde biçimlenmiş, şekil verilmiş olarak sürdürebilir.’’ Bu
bakışla, mekanda yoğun biçimde yer alan bir malzemenin, mekan karakterinin bir parçası olduğu hatta fiziksel
nitelikleri ve bünyesinde taşıdığı özellikler ile mekan atmosferini domine edebileceği düşünülmelidir.
Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de iç ve dış mekan mimarisinde ahşap kullanılmakta.
Bunun en önemli nedenlerinin başında; doğal dokuları, yaşam alanlarına kattığı estetik ve görsel değerler ile tabi
ki güvenilir bir malzeme olması geliyor. Doğal, sürdürülebilir, yenilenebilir, deprem ve yangın güvenli bir yapı
malzemesi olması ile diğer yapı malzemelerinden hafif olması ahşabın son dönemde tercih sebebi olmasını sağlıyor.