ANKARA'NIN SİMGESİ: ATAKULE
Ankara denince akla gelebilecek birçok mimari yapı var. Bizler de T-Cod Mimarlık olarak bu yapılardan, mimari yapısıyla en çok dikkat çekenlerden biri olan ve Ankara'nın simgesi haline gelmeyi başaran Atakule'den söz edeceğiz.
Mimar Ragıp Buluç tarafından 1980'li yılların sonunda inşa edilen bu eşsiz yapı Türkiye'nin ikinci Ankara'nın ise ilk AVM'sidir. İsmini düzenlenen bir yarışma ile Ankara halkı tarafından alan kule, tamamı Türk mühendis ve işçileri tarafından inşa edildi. Alışveriş Merkezi ve kule olmak üzere iki ana bölümden oluşan yapı, mimari yapısı ve konumu ile Ankara'nın önemli bir turizm merkezi olmuştur. Atakule'yi benzerlerinden ayıran özellik ise hiç şüphesiz döner restoranıyla misafirlerine şehir manzarası sunabilmesidir. Ankara'nın döner restoranlı bu meşhur kulesi, her birim saatte kendi ekseni etrafında bir dönüş hareketi yapmaktadır. 360 derece dönen bu restoranda Ankara'nın tüm manzarasını izleyebilmek mümkündür. Türkiye'nin ilk döner platformlu restoranlarından birine sahip seyir teraslı kulesi, teknolojik özelliği ile yapıya anıtsal ve simgesel nitelik kazandırıyor. 125 metre yükseklikte inşa edilen betonarme yapı, çıkış ve inişte şehir manzarasına hakim iki adet asansörle 87 metre yükseklikte bulunan seyir terasına ulaşıyor. Seyir terası altında Cafe-Bar katı, üzerinde ise döner platformlu restoran katı yer almaktadır. Kulenin 2009 yılında el değiştirmesi sonucunda yapının yeni sahibi Atakule Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. projede güncel gereksinimlere yönelik bazı tadilatlar ve düzenlemeleri gerçekleştirme kararı aldı. Kule üzerindeki döner platform korunarak alt kütlede yeni gereksinimlere göre düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemelerin çıkış noktası işlevsel kurgunun yanı sıra Botanik Parkı'nın doğası korunarak kurulmaya çalışılan bir süreklilik ilişkisi olmuştur. Kulenin ve yakın çevresinin özel önlemler alınarak korunması, onu saran kütlenin ise yıkılarak ihtiyaçlara cevap verecek şekilde özellikle otopark olanağının arttırılması hedeflenerek yeniden yapılması fikri üzerinde duruldu. Cam, bronz, ve ahşap malzemelerin bir arada kullanıldığı yapıda özel aydınlatmalı cephe detayları da geliştirilerek yeni haline kavuşturuldu.
Ankara'nın simgelerinden biri haline gelen bu anıtsal yapı, sunduğu Ankara manzarası ve daha birçok tesis hizmetiyle misafirlerini ağırlamaya devam ediyor.